Güvenli sürüşle ilgili uygulamalar üç farklı taşıtla, önceki bölümlerde verilen bilgilere paralel olarak yapılacaktır. Bu uygulamalarda kullanılacak taşıtlar “Emniyet Kemeri Simülatör Aracı, Skid Car Aracı ve Binek Otomobildir”.
Uygulamalara geçilmeden önce mutlaka uygulamaya ait “Güvenlik Etiketi” incelenmeli ve uygulama burada belirtilen güvenlik önlemleri alındıktan sonra yapılmalıdır.
Emniyet Kemeri Simülatör Aracı Alıştırması.
Emniyet Kemeri Simülatör Aracı ile; 5 km/s hızla seyir halinde iken kaza yapılması durumunda taşıt içindeki sürücü, yolcu ve serbest cisimlerin karşı konulmaz yük kaymaları, hem kendilerinin, hem de diğer kişilerin aldığı pozisyonlar ve sabitlenmemiş cisimlerin muhtemel verecekleri zararlar yaşatılarak anlatılmaktadır.
Uygulama Öncesi Alınması Gereken Güvenlik Önlemleri
Emniyet Kemeri Simülatörü Eğitiminin Kazanımları
- Emniyet kemeri sürücü ve yolcuları kaza anında araç içerisinde sabit tutarak savrulma ve çarpışmalara karşı korur. Emniyet kemeri kaza anında sürücünün savrulmadan dolayı araç iç yüzeyine çarpıp bilincini yitirmesini engelleyerek ilk fırsatta araç çalışıyor ise tehlikeden uzaklaşmasına, araç çalışmıyor ise aracı terk etmesine imkân sağlar.
- Emniyet kemeri kaza anında sürücü ve yolcuların araçtan dışarı fırlamalarını önler. Araç dışı kaza anı, araç içine oranla yaklaşık 30 kat daha risklidir.
BİNEK OTOMOBİLLE YAPILACAK UYGULAMALAR
Uygulamalarda Yer Alacak Görevliler ve Görevleri:
Bu bölümden itibaren yapılacak uygulamalar öncesinde aşağıdaki görevliler belirlenmeli ve görevleri anlatılmalıdır.
Durma Alıştırması
Alıştırma Öncesi Bilinmesi Gereken Temel Bilgiler
Devrine uygun vites, yavaşlama ve durma için ise frenler kullanılır. Bazen de vites düşürerek hız azaltılır. Acil durumlarda ise en kısa sürede ve en kısa mesafede durmamız gerekebilir. Önümüze çıkan bir yayaya çarpmamak için ne vites küçültecek ne de yavaşlayacak zaman bulunamayabilir. Frenlerimiz tekerleklerimiz e müdahale eder ve yer yüzeyi arasındaki sürtünmeyi arttırarak yavaşlamayı ve devamında da durmamızı sağlar. Adı üzerinde acil durumda ani-sert-kazık-panik frenleme gerekir. Ani-sert-kazık-panik frenleme dediğimiz de; doğru yerde, doğru pozisyonda en kısa zamanda ve mesafede, durabilmek akla gelmeli ve uygulanmalıdır. Yine önümüze çıkan yayayı örnek alırsak çarptıktan sonra durmanın anlamı yoktur. Bunun içinde frenlemenin tam manasıyla yapılması gerekir. Panik Fren; tekerleklerimizin zemin ile olan sürtünmesini en üst seviyeye çıkarmakla olur, sürtünmeyi arttırmak ise frenlerimizin en sert şekliyle tutması yani tüm kuvvetimizle fren yapmamızla olur. Fren pedalına yumuşak basmakla olmaz. Koltuk ve direksiyon ayarların önceden doğru yapılmış olması fren pedallarına ihtiyaç olan kadar bir kuvvetle basmamıza imkân verecektir.
Panik Frenleme yaparken debriyaja da basmayı unutmamamız gerekir. Aracımızın motoru, güç üretirken bizim frenleme ile hem aracımızın hareketini hem de motorumuzun gücüne karşı koyabilmemiz tezatlık oluşturur. Bilindiği şekliyle motor freni dediğimiz daha küçük vitesler e aracımızı alarak yavaşlatma genelde kullanılıyor olsa dahi ani bir olayda çabuk durmamız gereken bir noktada motorumuza düşen ivmeyle ürettiği kuvveti kesmemiz zaman alacaktır. Bu nedenle frenleme esnasında debriyaj ve frene tam olarak basılmalı ve motor tamamen devreden çıkarılarak güç üretiminden kesilmeli, aracın stop etmesini de engelleyerek kullandığımız kuvvetimizin tamamını frenlemede değerlendirmeliyiz.
Araç ile durma eyleminde, hangi algılama-karar verme ve hareket etme süreçlerinden geçildiğine, sürücünün rolüne ve araçtan beklenenlere değinecek olursak; sürücü için ‘güvenli bir fren sisteminden’ beklenenler;
- Aracı en kısa mesafede durdurabilmeli: Aracınızın fren sistemi, verilen komuta uygun olarak çalışmalı ve hareketi sonlandırabilmelidir. Gelişen araç teknolojileri, aynı yol ve lastik şartlarında ve aynı hızda, frenleme mesafesini kısaltan dikkate değer bir mesafe kısaltma avantajı yaratamamışlardır. Durum böyle iken aracın fren sisteminin her şart altında kendisinden teknik olarak beklenen performansı sergileyebilmesi gerekir. Ancak bu şartlar altında, “güvenli fren sisteminden” söz edilebilir. Yoksa aynı hızda iki ayrı aracı kıyaslayıp, daha kısa mesafede durabileni güvenli ilan etmek doğru değildir.
- Araçta kullanılmakta olan fren sistemlerinin temel işlevi, istenen bir yavaşlama seviyesi ile aracı kaydırmadan, hızını azaltarak nihayetinde hedeflenen noktada durdurmaktır.
- Bir taşıttaki ikinci fren sistemi, el freni olarak bilinen park freni sistemidir. Kullanım dışı durumlarda park freni bir taşıtı yaklaşık%16 eğimli yolda tutabilmelidir. Hareket halinde olan aracımızı istediğimiz zamanda istediğimiz noktada durdurmak için yaptığımız fren uygulamasına konfor fren diyoruz. Bu fren uygulandığında araç içinde bulunan hiç kimse rahatsız olmaz, hatta fren yapıldığının bile farkına varmazlar. Konforlu seyahatlerinde bir eksilme olmaz; bu nedenle konfor fren olarak isimlendirilebilir. Diğeri ise panik fren-kazık fren uygulamasıdır. Panik freni ani ve sert bir şekilde debriyaj ve frene aynı anda basmakla gerçekleştiririz. Tekerlerimizin tamamının zemin üzerine temas edecek şekilde, dört tekerde tam kilitlenmeyi sağlayacak bası ile uygulanan bir frendir. Bu sistemde aracımız yol yüzeyine maksimum derece tutunma sağlayacaktır. Dolayısıyla durma mesafesi, yumuşak fren yapmaya göre daha az olacaktır. Bunu sağlamak için var gücümüzle fren ve debriyaja aynı anda basmak gerekir. Frenleme, sırtımız ve kalçamızla aracın koltuğuna direnerek aldığımız gücü ayaklar marifetiyle fren ve debriyaj pedalına anında iletmekle olur.
Fren Kontrolü
Frenleme, araç üzerine etkileri nedeniyle tehlikelidir. Frenleme anında, aracın arkası yukarı kalkma eğilimine girer, ağırlık ön tekerlekler üzerinde ileri ve aşağıya doğru atılır. Bu durum, istenmeyen bir ağırlık dağılımını ortaya çıkaracaktır. Bu dağılımla direksiyon ağırlaşır.
Açıklamaya çalıştığımız bu olumsuzlukları azaltmak için, sürücü şu kurallara dikkat etmelidir;
- Frenleme, araç düz giderken yapılmalıdır.
- Yol yüzeyinin durumuna göre, fren basıncının değişmesine izin verilmelidir. Sert bir fren için kuru ve sıkı bir yol yüzeyinin varlığını ararken, yumuşak ve kaygan yüzeylerde yumuşak bir frenlemeyi tercih ediniz. Bu durum, yol yüzeyinin yolculuğun her anında gözlenmesini gerekli kılmaktadır.
- Virajlarda ve köşelerde mümkün olduğunca fren kullanmayınız, bir zaruret hali varsa yumuşak frenleme yapınız.
- Yavaşlamanın ilk aşamalarında, düşük viteslere geçme gereğini unutmayınız. Virajların ve köşelerin önceden doğru değerlendirilmesi, frenleme ihtiyacını ortadan kaldırabilecektir. Ancak buna rağmen, giriş hızının doğru seçilmemesinden dolayı, güvenli bir durumda olmadığınızı hissederseniz: (Zaruret halinde) Ayağınızı yavaşça gaz pedalından çekin;
- Eğer hız hala fazla ise, yavaşça frene basınız.
- Eğer aracın arkası, yukarıdaki iki davranışınızın birinde, denge durumunu kaybederse, freni yavaşça gevşeterek direksiyonu düzeltmeye çalışın.
Kuru Zeminde ABS’li Taşıtla Fren Çalışması
Klasik fren sistemli araçlarda panik frende dört tekerlek kilitlendiğinden araca yön verilememektedir. Ancak ABS fren sistemli araçlarda bulunan elektronik sistem, balataların diski saniyede 18 sefer sıkıp bırakmasını sağladığından aracın tekerlekleri kilitlenmez. Sonuç olarak tekerleklerde kesik kesik tutunma ve kızaklama olayı yaşanır. Aynı anda aracın fren sisteminin ABS’li olmasında dolayı ABS fren sisteminin dört tekeri kilitlemediği saniyede 18 kez tutup bırakması sonucu aracın tekerlerinde kilitlenme olmayıp kesik kesik tutunma ve kızaklama olayı yaşanır.
Yoğun trafik akışı içerisinde sürücüler kendilerince zaman kazanmak için yanlış olan bazı davranışlar sergilerler. Bu yanlış davranışlardan biri de seyir halinde olan araçlar arasında bırakılan güvenli takip mesafesini ihlal davranışıdır. Bu davranışı, sürücüler güvenli takip mesafesi bırakan sürücünün önündeki araçla olan alana sağdan ya da soldan kontrolsüz şekilde girerek ihlal ederler, bunlar trafikte ciddi tehlike oluşturan davranışlardır. Yakın takipte sürücüler dikkatini dağıtmamalıdır. Yapılan bazı ihmal ve ihlaller dikkati dağıtır. Bu unsurların en bilinenleri uykusuz, yorgun ve alkollü olarak araç kullanmaktır. Sürücünün biyolojisindeki bu olumsuzlukların sürüş kalitesini düşüreceği unutulmamalıdır.