Direksiyon Geliştirme Merkezi

Telefon : 0212 217 29 11
GSM : 0532 512 17 72

Trafikte Yaşanan Kazalar, Trafik Kazaları

Meydana gelen trafik kazalarında hız limitlerine uymamak en büyük etkendir. Sürücüler hız ihlali yapmalarına neden olarak en çok acele işleri olduğu gerekçesi ile “zaman baskısı” faktörünü ileri sürmektedir. Sürücülerin büyük bir çoğunluğu, hız ihlalinin nedenine ilişkin sorumluluğu dış etkiler ile ilişkilendirerek bir savunma yolu seçmektedirler. Yeni yollar ve yeni teknolojik araçlardaki konforlu sürüş, sürücünün bedensel hız algısını zorlaştırmaktadır. Direksiyon dersi çalışmalarımızda bunlardan bahsedeceğiz. Hız genel anlamda sürücülere bekledikleri faydayı sağlamaz. Önemli olan gidilecek yere sağ salim ulaşabilmektir. Ölümlü-yaralanmalı trafik kazalarına neden olan sürücü kusurları incelendiğinde “hız” kaynaklı kusurların en yüksek paya sahip olduğu görülmektedir.

Yaya Kazalarında Yaya Ölüm Oranlarının Artması

Hız artışının bir diğer olumsuz etkisi de yaya kazalarında yaya ölüm oranlarının artırmasıdır. Aşağıdaki grafikte de görüleceği gibi hız arttıkça yaya ölüm oranları da artmaktadır.

Durma Mesafesi, Takip Mesafesi, Reaksiyon-Fren Mesafesi

Durma mesafesi ya da “emniyetli durma mesafesi”, bir aracın ve sürücüsünün, önünde beklenmedik bir gelişme olduğunda, durma için gerekli olan mesafe olarak tanımlanır.

Bu mesafe, iki temel parçadan meydana gelir.

  • Bunlar;
  • 1-Reaksiyon Mesafesi
  • 2- Frenleme Mesafesidir.
  • Bu iki mesafenin toplamı “durma mesafesini” verir.

DURMA MESAFESİ = ALGILAMA (REAKSİYON) MESAFESİ + FRENLEME MESAFESİ

Reaksiyon Mesafesi:

Reaksiyon mesafesi, durmayı gerektirecek bir tehlikenin görülmesi, algılanması ve frene basılması anına kadar geçen sürede kat edilen yola karşılık gelir. Reaksiyon mesafesi genel olarak üç şarta bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Bunlar:

Hız sürücünün fiziki ve ruhsal durumu, Sürücünün yaşı Sürücünün konsantrasyonu dur. Elbette, saydıklarımız içinde en önemlisi ‘hız’ dır. Hız tek başına, reaksiyon süresinde alınacak mesafeyi etkilediği gibi, sürücünün durumu ve konsantrasyonunun getirebileceği kısıtları da daha da olumsuz laştırır.

Frenleme Mesafesi

“Frenleme mesafesi”, aracın frenleme sırasında aldığı yola karşılık gelmektedir. Bu mesafeyi de etkileyen faktörler vardır. Fren mesafesinin uzunluğu, aracın seyir anındaki hızına, yolun yüzeyine, yolun eğimine, fren ve lastiklerin durumuna göre değişir. Elbette, fren yapma biçiminizin de etkisi söz konusudur. Bunun etkisi, direk hesaplamayla ortaya konulamaz. Ancak, hepimiz biliyoruz ki, pedala pompalayarak yavaş basılması basma yada gaz pedalından ayağı çekip, sonradan frene basılması veya panik fren yapılması mesafeyi etkileyecektir. Fren mesafenizi, en fazla etkileyen faktör, kuşkusuz “hızınızdır”. Hızın etkisi çoğumuzun tahminlerinin de üzerindedir. Hızınızı 35 km/s’ ten, 70 km/s’ e çıkardığınızda, yani ikiye katladığınızda, fren mesafeniz önceki hızdaki mesafeye göre sanıldığı gibi 2 kat değil tam dört kat artacaktır. Hızınızı 35 km’den, 105 km’ye çıkardığınızda, yani üçe katladığınızda, durma mesafesi bu kez, inanamayacaksınız ama tam dokuz misli artacaktır. Yol eğiminin etkisini herkes bilir. Yokuş aşağı durma mesafeniz, diğer tüm şartlar aynıysa, yokuş yukarı durma mesafeniz den daha uzun olacaktır. Yani, yokuş aşağı inişlerde, daha da dikkatli olmamız gerekiyor. Yol yüzeyi ve lastikler fren mesafesini nasıl etkilemektedir? Bu konuyu burada eğitimlerde öğrenmeniz halinde, yolculuklarınızda yol yüzeyleri ve lastikler konusunda daha duyarlı olmanızı kolaylaştıracaktır.

Yol yüzeyi durma mesafesini etkilemektedir. Lastikleriniz le, yol yüzeyi arasında iyi bir tutuşun sağlanması önemlidir. Örnek verecek olursak, kaymak asfalt diye belirttiğimiz “asfalt beton” kaplamalı yollarda fren mesafesi, bizim kara yollarımızda daha sık karşılaştığımız mıcırları üzerinde görülen-pürüzlü yüzeye sahip, “sathi kaplama” yollardaki fren mesafesinden daha uzundur. Bu örnekte de görüleceği gibi sürüş kolaylığı ve konfor her zaman lehimize sonuç vermeyebilir.

Yol yüzeyinde su birikmesi, buz ya da kar olması yine fren mesafesini uzatan faktörlerdir. Burada, pratikte karşılaştığımız bazı durumlara göz atmak faydalı olacaktır. Bunlar, kaplamalı olmayan banketler de sürüşün getireceği sorunlardır. Asfalt kaplamalı yolda ilerlerken, fren yapmaya başladığınızda, değişik nedenlerle kaplama sız bir bankete kayma durumunuz oluştuğunda; asfalt ve çakıllı banketin sürtünme katsayıları ve lastik tutuşları farklı olduğundan hızınıza bağlı olarak, aracınızın dengesini bozup, sizi muhtemelen savurur. Unutmayın, fren ve durma mesafe leriniz de bu durumdan etkilenecektir. Öyleyse, imkânlar dâhilinde, durma eyleminin, asfalt kaplama üstünde başlatılıp, bitirilmesine özen gösterilmelidir.

Yol yüzeyinde su birikmesi, buz ya da kar olması yine fren mesafesini uzatan faktörlerdir. Burada, pratikte karşılaştığımız bazı durumlara göz atmak faydalı olacaktır. Bunlar, kaplamalı olmayan banketler de sürüşün getireceği sorunlardır. Asfalt kaplamalı yolda ilerlerken, fren yapmaya başladığınızda, değişik nedenlerle kaplama sız bir bankete kayma durumunuz oluştuğunda; asfalt ve çakıllı banketin sürtünme katsayıları ve lastik tutuşları farklı olduğundan hızınıza bağlı olarak, aracınızın dengesini bozup, sizi muhtemelen savurur. Unutmayın, fren ve durma mesafe leriniz de bu durumdan etkilenecektir. Öyleyse, imkânlar dâhilinde, durma eyleminin, asfalt kaplama üstünde başlatılıp, bitirilmesine özen gösterilmelidir.

Kaymayı kolaylaştıran diğer yol yüzeyi durumlarının (rögar kapakları, yağlar, yol çalışması, mıcır, çakıl vb.) farkında olmak ayrıca önem taşır. Özellikle, bu tür yol yüzeylerinde daha dikkatli olmak gerekir. Bu arada, önceki bölümlerde detaylı şekilde bahsedildiği gibi lastiklerin de öneminin hatırlanması faydalı olacaktır. Kabak lastik diye belirttiğimiz, diş derinlikleri azalmış ya da yok olmuş lastiklerin yolu kavraması ve tutuşu da azalacağından, frenlemeyi zorlaştıracak ve buna bağlı olarak da durma mesafesini uzatacaktır. Frenlerin durumuna daha önce değinmiştik. Fren sistemi iyi çalışmayan bir aracın, bütün diğer tehlikelerin yanında fren mesafesini de uzatacağını söyleyebiliriz.

Basit bir hesaplamayla hızın etkisini anlatalım. Ortalama reaksiyon süresi bir (1) saniye olarak alındığında, bu sürede kat edeceğiniz mesafe, hızınız 36 km/s ise 10 metre, 72 km/s ise 20 metre olur. Ayrıca, artan hızlarda sürücülerin algılama yeteneklerinde azalmalar olduğu ve hızın ayrıca reaksiyon sürelerini de artırdığını söyleyebiliriz. Sürücünün fiziki ve ruhsal durumu: Sürücünün; yaşı, yorgunluğu ve alkol vb. madde kullanıp kullanmamış olması reaksiyon süresini etkileyecektir. Sanıldığının aksine, gençlerin çok erken reaksiyon vermesi, buna karşılık yaşlıların geç kalması bütünüyle doğru değildir. Çoğu kez, reaksiyon trafikte, dikkatli olmak ve deneyim ile ilgilidir. Bir şeyin görülmesi ne kadar önemliyse, onun tehlike olarak algılanması ve durmaya karar verilmesi de en az onun kadar önemlidir. İşte özellikle bu ikinci kısımda, deneyimli sürücülerin (35–55 Yaş) daha kısa sürede algılama yaptıkları bir gerçektir. Bu süre ideal sürücüler için ortalama 1 saniye olarak kabul edilmekle birlikte; yaşlılık, yorgunluk, cep telefonu ve alkol kullanımı gibi nedenlerle bu süre artmaktadır. Bütün bu süre artışları, mesafe artışlarına neden olacaktır.

Sürücünün yola, yol çevresine ve trafik durumuna konsantre olması, reaksiyon süresini etkileyecektir. Sürücünün durumuna bağlı olarak belirtilen unsurlar, elbette konsantrasyonu da olumlu ya da olumsuz etkileyecektir. Burada yeni olarak belirtilecek konu, yol ve çevresinin etkisidir. Çok ışıklı ya da tersine aydınlatmasız bir ortam sürücüyü görüş ve algılamada yanılgılara düşürecektir. Karar verme süresinin uzaması, benzer şekilde, reaksiyon mesafesini uzatacaktır.

Reaksiyon, Fren ve Durma Mesafeleri.

Durma mesafesi ya da “emniyetli durma mesafesi”, bir aracın ve sürücüsünün, önünde beklenmedik bir gelişme olduğunda, durma için gerekli olan mesafe olarak tanımlanır. Bu mesafe, iki temel parçadan meydana gelir. Bunlar; (1) Reaksiyon Mesafesi ve (2) Frenleme Mesafesidir. Bu iki mesafenin toplamı “durma mesafesini” verir.

Reaksiyon mesafesi, durmayı gerektirecek bir tehlikenin görülmesi, algılanması ve frene basılması anına kadar geçen sürede kat edilen yola karşılık gelir.

Reaksiyon mesafesi, aracın hızının, 3.6’ya bölünmesi ile hesaplanır. Örneğin 50km/s hızla seyreden bir aracın reaksiyon mesafesi 50 / 3.6 = 13.8 m/sn’ dir.

REAKSİYON MESAFESİNİ PRATİK OLARAK HESAPLAMA YÖNTEMİ de vardır. Kaç kilometre hızla gidiyorsanız, o hızın ilk rakamını üçle çarptığınızda YAKLAŞIK reaksiyon mesafesini bulmuş olursunuz. (Dikkat: BULDUĞUNUZ durma değil, reaksiyon mesafesidir.)

Elbette ki en önemli olan mesafe durma mesafesidir. Reaksiyon mesafesini fren mesafesi takip eder. Fren mesafesinin uzunluğunu ise aracın hızına, yolun yüzeyine, yolun eğimine, fren ve lâstiklerin durumuna ve sürücünün deneyimine göre değişir. Fren mesafesini en fazla etkileyen faktör ARACIN HIZIDIR.

Yani fren mesafesi, hız artışının karesi kadar artmaktadır.

  • Örnek: Hız 2 katına çıkınca= Fren mesafesi 4 kat (2x2)
  • Hız 3 katına çıkınca= Fren mesafesi 9 kat (3x3)
  • Hız 4 katına çıkınca= Fren mesafesi 16 kat (4x4)
  • Hız 5 katına çıkınca= Fren mesafesi 25 kat (5x5) artmaktadır. 

Takip Mesafesi ve Önemi:

Önünüzdeki araçla olan mesafeniz in ne olması gerektiğini bilmek karışık gelebilir. Bir temel yaklaşıma göre, hızınız sürüş anında ne ise, önünüzdeki araçla aranızda bırakmanız gereken mesafe onun metre karşılığı olmalıdır. Örneğin 90 km/saat hızla gidiyorsanız, 90 metre mesafe bırakmanız gibi.

Ancak bu yaklaşım, özellikle şehirler arası yollarda uygun olabilir. Şehir içlerindeki, trafik yoğunluğu ve göreceli olarak düşük hızlar, bu mesafeyi hızın metre cinsinden yarısına eşit bir değere çekebilir. Örneğin 40 km/saat hızla gidiyorsanız, 20 metre mesafe bırakmanız gibi. Bununla beraber, kara yollarında araç kullanırken, daha açık ve uygulaması daha kolay bir yaklaşım da vardır: “Üç saniye kuralı”. Önünüzdeki aracın yanından geçip gittiği, yol kenarında bir direk, ağaç ya da bir işaret belirleyin. Önünüzdeki araç bu nesneyi geçer geçmez, içinizden, “bin bir, bin iki ve bin üç” olarak saymaya başlayın. Eğer bin üçe gelmeden önce, seçtiğiniz yere varırsanız, aracınızı önünüzdeki araçla çok yakın sürüyorsunuz demektir. Mesaj gayet açıktır: “Ayağınızı gaz pedalından çekiniz.” Önünüzde giden aracın fren yapmaya başladığını yanan arka fren lambalarından görüp, sizin de frene basmanız arasında geçen zaman 1 saniyedir. Bu sürede aracınızla net olarak kat ettiğiniz mesafe:

  • Hızınız 50 km/s ise, aracınızın alacağı yol 13,88 metre;
  • Hızınız 70 km/saat ise, aracınızın alacağı yol 19,44 metre;
  • Hızınız 90 km/saat ise, aracınızın alacağı yol 25 metre olacaktır.

Zincirleme çarpışmalar, sürücülerin çoğunlukla önlerindeki aracı çok yakın takip etmelerinden ve zamanında fren yapamadıklarından meydana gelmektedir. Başınızı kaldırıp, imkân olduğunca araç kuyruğunun en başındaki aracın hareketlerini izlemek, bir şekilde erken bir uyarı almak gibidir. Bu takdirde frene başvurmak için daha güvende olabileceğiniz bir zaman ve mesafe kazanmış olursunuz. Unutulmaması gereken bir diğer nokta da, bu tür ani duruşlarda, imkân dâhilinde arkadan gelen sürücüyü ayrıca uyarmak için dörtlü flâşörlerin yakılmasının yararlı olacağıdır. Bir diğer önlemde, özellikle sürüş şeridinizin iyice sağına yaklaşarak durmayı gerçekleştirmektir. Şehirlerarası yollarda başka araçlara çok yaklaşmazsanız, onların yapacağı kazalara karışmamış olursunuz.